70913~ Music Bank İstanbul!!!

Evvet ben geldim!! Konser mükemmel ve harika geçti. boynum,belim ve ayaklarımı hissetmiyorum ama olsun müthiş eğlendik :D hemen anlatıma geçeyim ben madde madde olacak yine :D 

-İlk başta girdiğimizde bir 10 dk beklemek zorunda kaldık. çünkü teknik  bir sorun çıkmıştı. o sırada da tanıtım videoları ve grupların kliplerini yayınlıyorlardı 

-daha kliplerde fanchart çalışmaya başlamıştık. Ama gördüğüm kadarıyla grupların hepsi fanchartlarımızı çok beğendiler :)) 

-En başta bir folkor grubu çıkıp dans etti ve baya güzeldiler :)

-Sunucular;Suzy,Kyuhyun,Dujun ve TRT muhabiri olan Ayşe vardı :)

-Açılış selamlamasında Bütün sanatçılar gelip selam verdi ve tarkan'ın şımarık şarkısında öpücük dağıttılar :D 

-En başta MBLAQ çıktı Smoky girl ile sonrasında kısa bir konuşma yaptılar :)

-MBLAQ 'istanbul çok güzel,Sizi çok seviyoruz' yazılı bir pankart açtı konuşma kısmında ama ters açınca çocukların elleri ayakları birbirine dolandı jdshf :D

-Joon orasını burasını açtı yine skdjsdkgjhdsg ama büşra ile kızmadık aksine çığlık attık :D 

-Mir şarkının bir kısmında bizim trübüne doğru baktı. ben ona o bana bakıştık öyle ksjhfsdgs öpücük falan yolladım ve pankart kaldırdım :D 

-Smoky Girl'den sonra Monalise ve Oh Yeah'ı söylediler. 

-Hele Oh Yeah fancharttı acayip güzeldi coştuk baya :D 

-Gittiklerinden sonra tekrar sunucularımız çıktı. Nazar boncuğu muhabbeti vardı :D 

-Kyuhyun nazar boncuğunu alıp dujun konuştuğu sırada yüzüne tuttu sonra aynısını suzy ve kendisine de yaptı :D (Mal ya asjgfdf :D )

-Sıra Ailee'deydi ve bize güzel bir süpriz yaparak 'Üsküdar'a Giderken'i söyledi :D türkçesini yidiğim çok ta güzel söyledi tabi :D bizde onunla birlikte şarkıyı söyledik ve tezavruat ettik :)) 

-Aliee'nin sesi öyle böyle değil gençler. Allah bir ses vermiş anlatamam onu canlı canlı dinlemek müthişti.

-Özel performanstan sonra U&I,I Will Show You ve Beyonce'nın bir şarkısını söyledi. :) (Şarkının adını bilmiyorum). Hatun bütün yeteneğini gösterdi anlayacağınız :))

-Aliee  sandalye dansı yaptı

-Aliee'den sonra FT Island çıktı. Tabi onun için bir beş dakikada sahneye bateri falan getirildi. İlk şarkıları,severly idi. ondaki tezaruatımızı görünce Hongki bir duygulandı. gözları falan doldu yavrumun :) konuşma kısmında bizi sevdiğini ve teşekkür ettiğini söyledikten sonra yeni şarkıya geçtiler.

-Şarkı 'I Wish' di. hatta başlamadan türkçesinide söyledi :D 'keşke' diyerek :D 

-Şarkının ilerleyen bölümlerinde duygusallığını üzerinden attıp sahnede şebeklik yaptı :D 

-Fanların attığı atkıyı bir türlü fanlara geri vermedi kdsjdsgfds :D 

-sonlara doğru gitaristlerimizde dayanamayıp coştular :D

-tam anlamıyla koptuk diyorum FT Island'da. :))

-hong ki'nin sesi bi tane :)) canlı performansın dibini vurdu valla

-FT Island'dan sonra Miss A kızlarımız çıktı :))

-Kızlar cidden aşırı güzeller. 0.0 hepsinden gözümü alamadım kız olmama rağmen. 

-'I don't need men','Good girl,Bad Girl' 'breath' ve 'Love Alone' yı söylediler

-şarkının bir kısmında Jia'nın mikrafonu bozuldu. onu duyamadığımızdan dolayı bir an sessizlik oldu stadda

-Min Kebab yemek istediğini söyledi,hatta yarın yiyeceğinide ekledi :D 

-Bu arada İdollerin hepsi hemen hemen türkçe konuşmaya çalıştılar. :))

-Miss A'den sonra ise Sıra B2ST'teydı :D 

-Beast ilk önce 'Ficton' sonra 'shadow','Beautiful Night'  ve en sonda 'Beautiful' u söylediler :))

-öncelikle bir daha beast'a kısa diyeni fururum. -.- ne yoseob ne de gikwang ortalama boy oranının altında değillerdi. sadace boy ortalamasını grupta Dongwoon öküz gib boyuyla yükseltiyor :D 

-Beast'ın sesleri süperdi. Hemde hepsinin. Dongwoon için söylenenler doğru kendini gayet geliştirmiş adete sesi güzelleşmiş :3

-Dongwoon ile kısa bir aşk yaşadığımızı itiraf ediyorum dskjgdsg bakıştık bildiğin. :D ama bana baktığını hissettim yani 0.0 

-Ondan sonra bi mıtlılık gözyaşı geldi zaten :D büşram'a sarıldım T.T 

-Yoseob'un sesi............tıtıtıtı :D 

-Dujun bir ara dongwoon ve yoseob'un elinden tutup sahnede döndürdü onları :D

-Sonra Junhyung'un elini tutup kaldırarak bize el sallarttırdı. :D

-Junhyung biraz utançtı yada cool takılıyordu ama yüzündeki gülümsemesi eksik değildi :)

-BN'de bi 'Party People!' dedi galiba :D öyle bişi duydum çünkü :D

-Fanchartlerimiz yine çok iyiydi :) acayip böğürdüm ben ya :D 

-Dujun ve Dongwoon Sahneye atılan B2sturkey balonlarını tuttular :3

-Beautiful performası süperdi. genelde mubank'lerde söylemezler bu şarkıyı ama burada söyleyince daha bir özel oldu :)

-Bi ara dongwoon ve yoseob boks antremanı yapıyor gibiydiler kjsdgsdg :D 

-Hyungseung.... açılışta fındık kırdı bildiğiniz :D bütün performanslarda döktürdü zaten :)

-Hyunseung B2STURKEY pankartını görünce mutlu oldu adete gülümsedi :)) 

-Gikwang dansını konuşturdu yine :)) 

-Dujun bol bol el salladı bize :D 

-Dongwoon o mehşur hareketini yapmadı. (hayret 0.0)

-*itiraf* dongwoon'a öpücük attım gülümsedi sdkjghdskghsdg :D 

-Beast'tan sonra Special Stage vardı :) 

-Suzy ve G.O Dream High ost'sını söylediler :) 

-Daha sonra seung ho piano çalarak sahneye girdi ondan sonrada hongki ile ailee kolkola çıktılar ve Ailee,Dujun,Hong Ki,Seung Ho I gotta feel şarkısını söylediler :) 

-MBLEST anları oldu :3 Dujun ve Seung Ho haşarı çocuklar gibilerdi :D 

-seke seke sahneden çıktılar :D 

-Son olarak SJ çıktı sahneye. Ama ne çıkış. :3 Çocuklar  Superman şarkısıyla üstten çıktılar sonrada aşağıya indiler.

-İlk şarkı 'Mr.Simple' idi. Siwon yoktu. istanbuldaydı ama çıkmadı gibi söylentiler gördüm ama bilemiyorum.

-Şarkıdan sonra konuşma arası verdiler  ve hepsi kendini türkçe tanıttı :)

-Ryeowook söyleceklerini eline yazmıştı. kopya çekti bildiğini diğer üyelerde ona yalan bir kızdılar :D 

-Ryeowook'tan 'sizi çok sevmek' duyduk sonunda :D 

-Kangin'de türkçe konuşurken bir ara karıştırdı sonra koreceye döndü sdkjfd :D 

-Bütün üyelerin ellerinde bir pankart vardı açtıklarında sesli sesli okudular :) 

-Pankartlarda 'merhaba arkadaşlar,Sizi çok özlüyorduk' gibi şeyler yazıyordu :) 

-Ryeowook'un türkçeye dili dönmüyordu resmen :D 

-SJ'ın canlı sesleri mükemmeldi Hatta bir ara sonlara doğru kyuhyun'un mikrafonu bozuldu ama ona rağmen sesini duyurdu :))

-Eunhyuk sahneyi baştan başa koşarak coşturdu milleti ( az daha düşüyordu ama) 

-Eunhae moment yaşadık bide :3 

-Tabisi kyuhyun ile de göz teması kurdum :D amaaan ne pis bakıyor ama varya :D beynime kazındı görünü resmen :D 

-Donghae bir kaç fanın kamerasını alıp kendini çekti :D 

-Hyuk ve Kyu taş kağıt makas oynadılar kjsggf :D 

-Sj, Mr. Simple'dan sonra SFS,Sorry Sorry ve Miracle'i söyledi :) 

-Şarkı arasında Türk ELF'lerin yaptığı proje videoları gösterildi. Duygulandım :)) demekki projelerimizden haberdarlarmış ve bu projelerde işe yaramış oldu :))

-Donghae Sahnede Verilen Türk bayrağını öptü. ve elinde gezdirdi sonra fana geri verdi. 

-Sonda bütün sanatçılar sahneye çıkıp selamladılar bizi. ve teşekkür ettiler sonra müzikle konfitiler patlatıldı. bütün sanatçılar eğleniyorlardı :D 

-Hyunseung Konfeti ağlaması yaptı yine :D 

-Hong ki Konfitin atıldığı yerle oynuyordu :D 

-Donghae bir fana SFS albümü verdi. :) 

-En sonda Eunhyuk 'Super Show' da görüşrüzü dedi!! ( İnşallah annem :D)

-Hepsi Bol bol el sallayıp içeri girdiler en son Sj önümüzde eğilerek bizi selamladı ve el sallayarak içeri girdi :) 

-Ve Son olarak, Bütün gruplardaki idoler çok yakışıklıydı abartmıyorum 10 metre öteden b2st,sj vs. hepsi ışıldıyorlardı adeta :) Ve hepsi mutlaka 1-2 kelime türkçe konuşmaya çalıştı

Fan kısmına girmek istiyorum (ki gireceğim)

MBLAQ Turkey çok güzel çalışıyordu :)) B2STurkey'de öyle. bizim kızlar biraz geç kaldıklarından onlara yardım ettim balon satışlarında falan :) Ama orada neşe ile ben ne durumlara düştük bir bilseniz ajdbfdsjfds :D 

Malesef aynı şeyi Elf'ler için diyemeyeceğim. Paketlerde verilen fanchartların sıralama bozukluğu,paket gecikmesi hatta o kadar paranında boşa verilmesi durumu oldu ki rezilliğin dibiydi bu bence. Tamam bende ELF'im ama işi yapmasını bilen yapsın abi bundan sonra.her neyse...

Konserin en güzel yani büşra'm ve daha bir çok kişiyle buluşabilmekti :) Neşe,Beyza abla,irem,hilal,kübra abla,ayşe abla,sümeyye,sena vs... :D hayallerimiz gerçekleşti bildiğiniz Twitterden hep konuştuğumuz için hep buluşmayı istiyorduk kısmette bugüne imiş :) 

Okuduğunuz için teşekkürler,Ayrıca orada olan bütün fandomlara,fandom adminlerine teşekkürler :)) çok ama çok güzel bir gündü :) hatılamadıklarım var biraz onları hatırlarsam eklerim ve yazıda hatamız varsa affola :)

Music Bank'e Çeyrek Kala...

Evet günlerdir,hatta bazılarımızın yıllardır beklediği gün 7 Eylül ^^ 

Ve bende yoğun derslerime karşı hazırlık yapmayı unutmadım :)) 

Konsere giden var gidemeyen var o yüzden kısa tutacağım yazıyı. aslında yazmamım nedeni de Büşra'm ile ilk buluşmamızı buraya yazmıştım yine :) ikincisinide buraya yazmak istediğimdendir :) 

Büşra Ben ve Zeynep Cumartesi günü Gold tribününde olacağız :)) Aslında hem Sj-Beast-MissA-FTısland-MBLAQ-Ailee için heycanlanıyorum hemde bir çok kişiyle orada buluşacağımız için :) kısacası gün yaklaştıkça bana hala rüyaymış gibi geliyor :) Ama o gün çok ama çok güzel geçer inşallah :) Çekebildiğim kadar fotoğraf,video çekeceğim :) Aslında bu konuda bana o kadar güvenmeyin derim çünkü beceriksizim bunlarda biraz kjsafd :D yine çekicem hacı. azmettim olacak :D 

şimdilik bu kadar :) konserden sonra tabiki konseri anlatan bir yazım olacak merak etmeyin ^.^ 

Buse~

Film Zamanı 3!

Yine bir pazartesi gününden hepinize merhaba :)) Film tanıtımlarının son bölümüne gelmiş bulunmaktayım. Daha sonra tabi ki tanıtacağız ama okullar başlamadan bitirmek istediğim tanıtımlar bunlar. Bu kez sizlere Bollywood'dan sesleneceğim :D 3'ü birbirinden güzel ve etkileyici Hint filmi... Hepsinin bana kattığı birbirinden anlamlı onlarca şey... Eminim aranızda filmlerden en az birini izleyen vardır ve benimle aynı düşünceleri paylaşıyordur. Hangi filmden başlayacağımı bilemediğim için alfabetik sırayla gideceğim. :) Hadi başlayalım! :)

Aashiqui 2!

Ah ulan alfabe bu kez "A" ile başlamayacaktın T.T 

Aashiqui adlı filmin devamı niteliğinde olan film Hindistan'da ünlü bir sanatçı (Rahul) ile kuytu köşelerde sesiyle para kazanmaya çalışan bir kızın (Aarohi) aşk hikayesini anlatıyor. Sadece aşk hikayesi demek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü filmin içeriğin alkole bağımlı bir adamın hayata tutunma mücadelesi de işleniyor. Tabi bu mücadele de ona en büyük desteği veren kadının mücadelesini de... Yaşayan bilir deriz ya bu filmde onu unutun çünkü bu 2 mükemmel oyuncu her bir anı size canlı canlı yaşatıyor. Özellikle filmin müziklerinin de bunda etkisi çok büyük. Gelelim derinlemesine konumuza. Dönemin ünlülerinden olan Rahul kazandığı şöhretle birlikte bozulup kendini alkole vermiş bir adam... Yine içerken verdiği bir konser esnasında kendisine karşı yapılan bir provokasyona adeta ev sahipliği yapar ve konser alanını terk eder. Bu terk ediş onu Aarohi'ye götürür. Kazara tanıştığı bu kızla Aarohi'nin şarkı söylediği yerde yine kazara(!) karşılaşırlar. Rahul, Aarohi'nin sesine vurulur.-sadece sesine mi?- Rahul'la birlikte çalışmaya başlayan Aarohi yanında hep O'nu ister. Rahul ise kötü şöhretinin Aarohi'yi etkileyeceğini düşünerek Aarohi'den uzaklaşır. Buna katlanamayan Aarohi, Rahul'a alkolü bırakmasında ve tekrar müziğe dönüş yapmasında yardım edeceğini söyler ve ikili birlikte yaşamaya başlar. Bakalım bu depdebeli hayat onlara neler getirecek ve nele götürecek?

Huh! Bu paragrafı yazarken kaç kere silip baştan yazdım acaba. Filmi çok beğendim bu yüzden kullandığım hiçbir kelime film için yeterli değil. Öyle bir kaptırdım ki kendimi yazarken baktım film direkt yazıda :D Dedim Büşra bu kadar cömert olma izleyip görsünler :))

Dediğim gibi film için ne söylesem az. Özellikle şarkılarına... Filmde bilindik şıkırdaklı Hint müziği bölümleri yok. Burada daha çok acı var. Şarkılar sizi ağlatana kadar bırakmıyor. Ve dilinize yapışıp kalıyor. Kaç gece Tum Hi Ho diyerek uyudum bilinmez. Tek kelimeyle işte "aşk" bu şarkı benim için. Sözleri ve müziği birbirine aşık bu şarkının. Akustik versiyonu da bu aşka eşlik ediyor. Diğer parçalar için tık tık

Son olarak şunu ilave edeyim. Fangörl ağzıyla ben çifti shipliyorum :D Bu aralar çok favori çiftim oldu. N'oluyor bana?! Normalde yapmazdım böyle şeyler :D Her neyse Aditya Roy Kapoor&Shraddha Kapoor foreva! :) Soy adları da aynı k5 :D Çok duygusuz anlattım bu filmi ben ama inanın Aditya'nın gülüşleri dışında hiç güldürmüyor bu film T.T 

R:Aarohi!

A:Efendim.

R: Yok bir şey... Öylesine...

Hız kesmeden 2. filmimize geçiyoruz.

My Name is Khan

Çoğunuz izlemiştir derken bu filmi kastetmiştim. Dillere destan bir film...Shahrukh Khan ve Kajol filmi... Bu film için de ne söylersem söyleyeyim havada kalacak. Kısaca tanıtacağım ama yine de izlemediyseniz vakit kaybetmeden izlemenizi tavsiye ederim. Ben de yeni izledim. Geç olsun güç olmasın. :) Müslüman, otistik bir adamın bütün insanlığı sollamasına şahit oluyorsunuz film boyunca. Konu itibariyle 11 Eylül sürecinde Müslümanlara yapıştırılan "terörist" damgasının doğurduğu bir film. Hastalığına rağmen ayakta durmayı başarabilen Khan, Amerika'ya kardeşinin yanına gider ve çalışmaya başlar. Böyle tanıştığı Mandira ile evlenir. Mandira'nın diğer eşinden olan çocuğu Sam'e de babalık yapar.

 11 Eylül sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Müslüman olduğunun savunan bir örgütün gerçekleştiği bu saldırı ile Müslümanlar terörist olarak görülür. Böylece bu aile için her şey değişmeye başlar. Sam ırkçı bir kaç çocuk tarafından öldürülür. Mandira ise bunun Khan'ın suçu olduğu söyler. Khan'a "  Git ve herkese bir terörist olmadığını söyle" der. Ayrılırlar ve Khan uzuuun bir yolculuğa çıkar. İşte bu yolculuk anlatılmaz yaşanır. bundan sonrası filme bırakıyorum.

Oyunculuklar müthiş, konu anlamlının ötesinde... Kesinlikle izlenilesi :)

...

Geldik son filmimize :)

Student Of  The Year

İşte şimdi neşelenebiliriz. Konu olarak bilindik bir film. Özel bir lise... Öğrenciler arasındaki aşk ve başarı için olan rekabet... Okulun gözde çifti olan Shanaya ve Rohan güçlü ve zengin bir ailenin mahsulleri. Abhimanyu ise bu günlere kendi gücüyle gelmiş fakir ama gururlu bir oğlan. Okula geldiği ilk günden bütün kızların gönlünü-benimki de dahil- fetheden yakışıklımız okulda düzenlenen "Yılın Öğrencisi" yarışmasını kazanmak için önüne çıkan engelleri devirerek finale kadar yükselir. 

*_*

Bu sırada gönlünü en yakın arkadaşının sevgilisi olan Shanaya'ya kaptırır. Rohan'ın bunu öğrenmesiyle dostlukları sarsılır ve yarışmanın bitmesiyle hepsi yollarını ayırır. Yıllar sonra okulun müdürünün rahatsızlanmasıyla eski arkadaşlar son görevlerini yerine getirmek üzere buluşurlar ve geçmişe doğru bir yolculuk yaparlar. Geçmişte kalan hiçbir şey saklı kalmaz.

 Filmi benim için farklı yapan bir şey yok. Aynı kadına aşık 2 dostun anlatılışı dışında bana kattığı bir şey de yok filmin. Şıkırdaklı, oynamalı sahneler bolca mevcut :) İzlerken insanı sıkmıyor. Vakit bolluğunda izlenebilir.

A: Şimdi beni öpmeyeceksin değil mi?

R:Bir kucak da mı vermeyeceksin?

Öldüğüm muhabbet :D

Başka güzelliklerle buluşmak dileğiyle. Bir diğer yazıya kadar esenle kalın efenim :)))

Büşra~

Dating Agency:Cyrano-Film mi? Dizi mi?

Evet yanlış okumadınız.Dizi mi Film mi? İlk önce izlerken bende bu soruyu sormuştum. :D Fakat biraz aynı konuyu içerselerde hem dizi hemde film olarak ayrı oyuncularla çekilmiş :) 

eh o zaman tarih sırasına göre gidelim ve ilk kez bu konu işlenen Filmimizi tanıtalım. :))

Cyrano Agency(2010)

Lee Byung Hun(Uhm Tae Woong) Maddi yetersizlikler yüzünden hayalini kurduğu tiyatroyu bir türlü işletemez. Bir şekilde para kazanması gerekir. Oda en iyi bilidği şeyi yani insanların arasını yapmaktan para kazanmaya başlar. Kendi ekibini oluşturur ve artık bir 'aşkları gerçek yapan' bir randevu şirketine dönüşürler. Tiyatro öğrencisi olan Min-Young,Cheol-bin ve Jae pil'den tam anlamıyla mükemmel bir ekip oluşur. Fakat terzi kendi söküğünü dikemez misali Lee Byung Hun kendi ilişkilerini ayarlamayaz ve bir gün karşısına Eski sevgilisi Kim Hee Jong(Lee Min Jung) çıkar ve tesadüfen şirkete gelen bir müşteride hedef olarak Hee Jong'u gösterir ve aralarının yapılmasını ister. Zor bir durumda olan Byung Hun neler yapacaktır? 

**Genel olarak konu bu. Film'de işlenen konu ve senaryo alınıp dizide daha genişletilmiş ve daha iyi hale gelmiş diyebiliriz :) 

** Küçük bir not olarak açıklayayım. Cyrano aslında bir tiyaro/müzikal ve film'dir. Hikayenin aslı, Çirkin ve kendini sevmeyen cyrano bir gün güzeller güzeli Roxane'ye aşık olur. Ama kaderdir ki kıza açılmayı bir türlü cesaret edemez. Cyrano'nun kuzeni Cristian bir gün kuzenine Roxane'ye aşık olduğunu söyler ama kızın karşısına çıkmaya cesareti yoktur. Cristian Cyrano'nun mükemmel aşk mektupları yazdığını bilir ve kendisine yardım etmesini onun adına roxane'ye aşk mektupları yazmasını ister. Cyrano Roxane'nin kendisinden daha iyilerine layık olduğunu düşünerek onu yakışıklı olan Cristian'a layık görür ve onun adına aşk mektupları yazmaya başlar. Ama aslında aşk mektuplarında bütün yazdıkları kendisinin Roxane'ye olan duygularıdır...

her iki yapımdaki karakterler bu hikayeden esinlenip bir randevu şirketi kurmuşlardır. Fakat işler kendi sevdiği ama söylemeyediği insanlara gelince karmaşık bir hal alır. :)

Dating Agency:Cyrano(2013) 

Başrollerini Lee Jong Hyuk ve Choi Sooyoung'un paylaştığı dizi bana daha güzel ve sıcak geldi açıkcası :)) 

Konusu: Seo Byung Hun (Lee Jong hyuk) en yakın arkadaşından miras kalan tiyatroyu borçlardan kurtarmak için insanlar arasında aracılık yapmaya başlar. Gonh Min Young (Choi Sooyoung) ise daha resmi bir randevu şirketinde çalışmaktadır. Bir gün F sınıfından birisiyle A sınıfından birisini randevuya çıkarır ama başarısız olur. Operasyon sırasında Seo byung hun tarafından keşvedilir ve Byung Hun Min Young'a iş teklif eder. Min young işi kabul eder fakat Byung Hun ile arasında karakter uyuşmazlığı vardır. Byung hun daha gerçekçi,min young ise daha romantiktir. Yine terzi kendi söküğünü dikemez. İlk ve tek aşkı olan Yoon Yi Sool'u en iyi arkadaşına kaptırır. (Aslında aralarını kendi yapar ama neyse :D ) İlk Aşkı geri dönünce bir süre tiyatro'yu saklamaya çalışırlar. Fakat bu sırada da Min Young Byung hun'a aşık olur ve işler karmaşık bir hale gelir. 

**Bana Kalırsa filmden daha iyi olmuş dizi :)) Ayrıca Dizide konuk oyuncu olarak Taemin'den tutun Gong Yoo'ya kadar bir çok ünlü konuk oyuncu olarak katılmış :) 

**Aslında film'in devamı niteliğinde düşünebilirsiniz :) o yüzden önce filmi sonra diziyi izleyin :D 

**Sooyoung'un oyunculuğunu ilk kez izledim ama gayet iyi bir iş çıkarmış :) Gerek komedi gerek romantik sahnelerde :) o yüzden sooyoung 'İdollerden oyuncu olmaz' ön yargısını tamamen yıkmış bulunuyor bana  göre :)) 

**Lee Jong Hyuk'a söz yok zaten adam usta bir oyuncu resmen :3 

**başından sonuna kadar dizide herşey güzeldi fakat son bölümlere doğru oluşan ekşin dışında. olmasada olurdu ama yinede senaristin o kısmı yazmasınında gayet iyi bir sebebi var :)

şimdilik bu kadar. Üşengeçlik yapıp iki şeyi aynı yazıda tanıttım ama ikisi birbirleriyle bağlantılı oldukları için yaptım bunu. umarım aradaki bağlantıyı anlatabilmişimdir :))

Buse~

Film Zamanı 2!

  İnsanlık Mısır'da imtihan olurken bu tür şeylerle ilgilenmem ne kadar doğru bilemiyorum ama söz verdiğim için geçen hafta ilkini paylaştığım serinin 2.siyle huzurlarınızdayım. Bu kez filmlerin biri Tayvan'dan biri de Filipinler'den... Lafı çok dolandırmadan hemen filmlere geçiyorum.

Suddenly It's Magic

Çoğunuz izlemiş olabileceğini düşündüğüm First Love filminden Mario Maurer başrolde. Filmi izlememde ki etken de bu çocuk ^_^  Diğer başrol oyuncusu ise filmde güzelliğine vurulduğum Erich Gonzales.  Filmi 2. kez izlersem sebep bu güzelliği 2. kez görmek isteyişimdir. :) Film, yaşadığı zorluklara rağmen hayata yaptığı mini keklerle tutunan bir Joey ile önceden sevgili olduğu bir kızla düzenli olarak film çekmek zorunda olan ünlü aktör Marcus'un aşkını konu alıyor. Ülkesi tarafından birlikte olduğu kızla çok beğenilen Marcus artık bu saçma sapan ilişkiden sıkılmıştır ve şirketine artık bu kızla çalışmak istemediğini söyler. Şirketin müdürü olan annesi, hedefleri olan ünlü yönetmene çok yaklaştıklarını ve bu işi bırakamayacağını söyler. Marcus bir çıkış yolu bulmaya çalışırken evinde çalışan bir kadından Filipinler hakkında bir şeyler duyar ve Filipinler'e gitmeye karar verir. Kimseye haber vermeden gittiği bu yerde kalacak bir otel bulur. Bu otelde kimsenin onu tanımaması da onun için işleri daha da kolaylaştırır. Bir gün gezinirken yaptığı kekleri satmak için otele gelen Joey'i görür ve çok etkilenir. Kızın yanına gittiğinde kekleri hakkında kötü şeyler söyler ve ikili arasındaki etkileşim böylece başlamış olur.

Kendini affettirmek ve kızı daha yakından tanımak isteyen Marcus olayın peşini bırakmaz ve kızı gittiği her yerde takip eder. Joey'e işlerinde ona yardım etmeyi teklif eder ve ikili iyice yakınlaşır. Duygularını Joey'e ifade etmenin bir yolunu bulan Marcus için zor günler yakındadır. Joey'in Marcus hakkındaki gerçekleri öğrenmesi üzerine ikili birlikte Tayland'a döner. Fakat Marcus'un ünü ve hayranları ikiliyi rahat bırakmaz. Aşkları bu sınavdan geçebilecek mi?

Hepsi ve daha fazlası için lütfen filmi izleyiniz :D Bu arada küçük bir kopya vereyim. Marcus'un eski sevgilisi olan kız First Love'daki rol arkadaşı Beifern :D Hangi ikisini seveceğimi şaşırdım :D Bildiğim tek şey Mario kesişim kümesi :D

Film hakkında kendi düşüncelerimi kısaca yazmak istiyorum. Dediğim gibi Mario sayesinde izlediğim bu film bana bir şey kattı dersem yalan olur. Alışıldık romantik filmlerden. Bunu benim için farklı kılan oyuncuların uyumu oldu. Beifern ile yakıştırdığım Mario, Erich'le de çok yakışmış. Kıza bittim zati. Vakit kaybı olduğunu düşündüğüm bir film değil. Hayata belirli kalıplar içinde yaşamak zorunda olan ünlü kişilerin gözüyle bakıyorsunuz. Belki de hepimizden özgür ve rahat olduklarını düşünüyoruz ama bu filmde de iyice anlatıldığı gibi işler bizim tahmin ettiğimiz gibi değil. Başka da yorum yapmıyorum.

Hoooop! Geldik 2. filmimize. Da Ren (Bolin Chen)'in filmi k5 :D

Love Sick

Evvet anlatmak zevk alacağım bir film daha... Love Sick! Favori çiftimin oynadığı bir Tayvan dizisi. Fragman için tık tık  Lisede yaşadığı kötü bir aşk deneyimi yüzünden aşk fobisi olan bir kızın (Ariel Lin) hikayesini anlatıyor. Ariel Lin... Aynı fobiye sahip büyüklerinden aşık olmamak için dersler alır. Gönüllü olarak çalıştığı hastanede hastaların morallerini yerine getirmekten sorumludur. Hastalara her türlü çılgınlığı yaparak onları biraz olsun gülümsetmek ister. Bu sırada hastaneye gelen doktor (Bolin Chen) bütün kızların ilgisini çekmiştir. -benimkini de çekti :D- Fakat o bu doktorun mükemmel erkek olmadığını herkese göstermeye kararlıdır. Onun için bir planı vardır.

Ancak kazdığı çukura doktorla birlikte kendisi de düşer ve mükemmel erkeğini bulduğunu düşünmeye başlar. Bir gün Bolin Chen ve bir arkadaşı yurtdışına tıbbi bir çalışma için gitmek zorunda kalır. Ariel Lin'e eğer o kal derse gitmeyeceğini ve onunla birlikte kalacağını söyler. Kızımız ne cevap verir? çocuk gitti mi kaldı mı? Kaldıysa daha sonra ne yaptılar? Gittiyse de kız salaklığı yüzünden büyük bir fırsatı kaçırdığını anlayıp intihar etti mi? gibi sorularınız varsa filmi bir izleyin derim :) 

Filmde Ariel Lin ve Bolin Chen'in oynadığını saymazsak da film gerçekten güzel. Öncelikle kızımız burda da sorunlu. Ariel'i ne zaman düzgün bir rolde göreceğiz kim bilir -_- Bolin Chen'i yorum yapmadan geçiyorum yoksa yazı bitmez :D Ama şunu söyleyeyim dohtorlukta yakışmış hani k5 :D Her şeyiyle güzel ve eğlenceli bir filmdi. Bazen azıcık üzse de hemen toparlandı ve yine güldürdü. Kısacası bu filmi de canınız sıkıldığı bir vakit açın izleyin :))

Veee bize ayrılan sürenin bu yazıda da sonuna geldik. Umarım anlatış tarzım sizleri sıkıp da filmlerin görmesi gereken ilgiyi azaltmıyordur. Üslubum hoşunuza gitmiyorsa filmleri tanıtımı okumadan izleyin. Ben elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. :) Serinin son(!) bölümünde buluşmak üzere~ İyi seyirler!

Büşra~

Film Zamanı 1!

Şimdilik 3 bölüm halinde yayınlamayı düşündüğüm serinin ilk bölümüne başlıyoruz. Haydi Bismillah :)

Dizi arayışlarım sırasında kaydığım Uzakdoğu film afişlerini incelerken ilgimi çeken filmlerden 1-2 hafta boyunca bolca izledim. İzlediklerimi de blogun babası olarak sizlerle paylaşmak istedim. Hep blog anasına kalmasın bu işler artık. Telafi zamanı :)

Bu bölümde Taylandlı aktör-sanatçı Dan Worrawech'in 2 filmini anlatacağım. Dan, 2 filmde de gerçekten güzel iş çıkarmış ve ilk tanıtacağım film olan Sat2Mon'in yönetmenliğini ve senaristliğini yapmış.

Şimdi gelelim ilk filmimize :)

Sat2Mon - Cuamartesiden Pazartesiye

Filmin oyuncularına, cartına curtuna girmeden içeriği hakkında kısa bir özet geçmeliyim.

Kızımız Phen bir televizyon şirketinde çalışmakta. Uzatmalı sevgilisi(soldaki) insanı hayattan soğutacak kadar takıntılı bir doktordur. Chuad ise devamlı bir işi olmayan gönlünü ilk görüşte Phen'in en yakın arkadaşı Tonlieu'ya kaptıran bir genç... Arkadaşıyla birlikte takıldıkları kafeye gidip gelen Tonlieu için ilk adımı atmaya karar verir ve Phen'i kendine yardım etmesi için ikna etmeye çalışır. Phen her fırsatta ikiliyi bir araya getirerek aralarını  yapmaya çalışır. Bir gün Chuad büyük annesinin durumunun kötü olduğunu öğrenir ve o yaşıyorken sevdiğim kızı görmeli ve mutlu olmalı diyerek Phen'e 3 günlük sevgilisi olmasını ister. Buna ihtiyacı olduğunu, eğer kabul ederse döndüklerinde peşini bırakacağını ve bir daha karşısına çıkmayacağına söz verir. Phen de bunun üzerine teklifi kabul eder. Sevgilisinden bir şekilde izin alır -hem de ne şekil :D- ve Chuad ile birlikte büyük annesinin yaşadığı yere giderler. Gittikleri yer havasıyla suyuyla onları kucaklar ve ikili arasında bir çekim oluşmaya başlar. -büyük anne sağ olsun :D- Chuad bunu hisseder. Phen ise kendi içinde oluşan bu hislerini reddeder. Anlaşma süresi biter ve geri döndüklerinde birbirlerine gözükmemeye çalışırlar. Ta ki birlikte çalıştıkları şirketin partisinde bulaşana kadar... Rastlantısal olan bu buluşma ikilinin bastırmaya çalıştıkları duygularını yavaş yavaş ortaya çıkarır ve Phen'in sevgilisini bunu fark eder. Phen'i oradan çıkararak eve götürür. Kısa çaplı bir tartışmanın ardından Phen, sevgilisinden evlenme teklifi alır. -çakal herif- Tabi ki kabul eder -film bu acı çektirecekler ya bize- Tonlieu'ya bunu haber vereyim diye kızı arar ve telefonu Chuad açar. Evleneceği söyler ve Chuad'dan ilk tebriğini alır. Bundan sonrasını anlatmıyorum siz izleyin bu ikilinin sonunu.

Konu olarak alışık olduğumuz bir hikaye aslında ama işlenişi sade ve etkileyici geldi bana. Abartı yok. Fazlalık sahneler yok. Sonunu anlatmıyorum ama hayal kırıklığı yaşamamanız için pek bir beklentiye kapılmamanız kanaatindeyim. Sonu tatmin edici değil ama kimine göre... Bence güzel bir nokta her aşkın aynı şekilde sonlanamayacağı...

Demem o ki Pollyanna olup da hep mutlu sonlardan hoşlananlar için uygun değil bu film. Bazen insan pişman olacağını bilse de bir seçim yapmak zorunda kalabilir. Gerçekçi olmak gerek ve bu film bunu başarıyla yansıtmış bence. Aferin Dan! :D

Aşağıya film hakkında bir kaç resim ve OST serpiştirdim. Bakıverin gari :)

Filmin dillere pelesenk olabilecek şarkısı ve acıklı anlarda çalan muazzam parça... Filmi izlemeyi seçenlere şimdiden iyi seyirler :))

Sıra geldi 2. Dan Worrawech filmi olan The Melody'e :)

Bu filmimiz de küçüklüğünden beri ailevi problemler yaşayan şu anda ünlü olan fakat duyguyu dinleyicilerine aktaramayan ve şirketinden bu konuda azar yiyen Win ve bir taşrada piyanist olan Mok'un hikayesini anlatıyor. Belirli bir popülaritesi olan ve bu popülariteye güvenen Win şarkılarını muhteşem olduğunu düşünür. Takım arkadaşlarıyla sorunlar yaşadığı bir gün şirketin müdürü ona aynı ritmi tekrar ettiğini ve artık bundan kimsenin hoşlanmadığını dile getirir. Dolaşırken duyduğu bir piyano sesini takip eder ve Mok'la yolları burada kesişir. Mok çok yetenekli bir piyanisttir ve Dan ona buralarda harcandığını isterse onunla birlikte çalışıp hak ettiği yere gelebileceğini söyler. Bu teklifi reddeden Mok, Win'i bambaşka bir yere lösemi hastası çocukların olduğu bir çeşit kuruma götürür. Ortama alışık olmayan Win orda bulunan çocuk hayranını incitir ve Mok'la kavga ederler. Bunun üzerine kendinde bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlayan Win toparlanmaya karar verir. Mok'la birlikte sürekli çocukları ziyaret ederler ve çocuklarla gösteri gününde şarkı söyleyebilmeleri için eşlik ederler. Bir gün Win hayatını derinden etkileyecek şeyi öğrenir; Mok da kan kanseridir. Mok, daha önce defalarca kemoterapi gördüğünü ama artık yorulduğunu söyler. Hastalığı çok ilerlemiştir. Mok'la geçirdiği güzel günlerden ve hislerinden yola çıkarak Win mini bir konser düzenlemek ister. Orada Mok için seslendireceği sürpriz bir şarkı vardır. Fakat Mok konseri izleyemez. 

Sonrası için filmi izleyiniz. :D 

Size kötü bir haberim var bu filmde mutlu sonla bitmiyor gençler. Dan'in çekisi bu. Yavrum hep ağlayacak filmlerde herhalde T.T  Böyle sonlardan hoşlanmasanız da bi izleyin derim ben. Kaybedeceğiniz hiçbir şey olmaz :)

Kore filmleri dışında güzel Asya filmleri izlemek isteyenler varsa takipte kalın. Güzel filmlerle tekrar buluşmak üzere :)) 

Büşra~

In Time With You! (2011)

     Uzun bir aradan sonra yine bir tanıtımla daha sizlerleyim :) Yazı yazma konusunda acayip tembelim. Yazılabilecek çok şey var ama 2 satır bir şey yazmaya üşeniyorum bazen. Tatil olması sebebiyle elimden geldiğince yazmayı düşünüyorum. Her şey Buse içün :D Neyse gelgelelim bugünkü meselemize...


                             
 
    Okul zamanı başladığım dizileri tatil girince bir çırpıda bitirdiğim için bir süre izlenebilecek dizi arayışına girdim. Birkaç dizi dışında Kore dizilerinden izlemek istediğim dizi olmayınca diğer Asya dizilerine bakayım dedim. Why Why Love, Devil Beside You ve Skip Beat tecrübelerim doğrultusunda Tayvan dizisi izleyeyim dedim ve In Time With You'yu seçtim. Neden seçtim bilmiyorum-afişi de pek çekici değil aslında- ama pişman değilim. :D Sanırım bunda en büyük pay dizinin 13 bölümlük olmasında ve güncel bir konunun çok içten bir şekilde işlenmesinde. Hatta çoğu Kore dizilerinden çok çok daha sade ve daha güzel bir şekilde :)) Oyuncular müthiş. Özellikle Wilson Chen k5 öhöhö :D Hadi başlayalım :)

Dizi, liseden beri çok yakın-gerçekten çok yakın-arkadaş olan You Qing ve Da Ren adlı 2 genç arkadaşımızın dostluk ile aşk arasındaki bocalamalarını anlatıyor. You Qing lisedeyken sınıf başkanı, Li Da Ren de onun yardımcısıdır. Fakat sınıf tabiri caizse haremlik selamlıktır. Kızlar fenomenliklerini erkeklerse çekiciliklerini konuşturur. ve You Qing bu konuda inanılmaz katıdır. Sınıfta kız nüfusunun erkeklerden 1 fazla olması sebebiyle yapılan her türlü oylamada kızlar kazanır ve bu You Qing'i iyice gaza getirir. Yine bir proje için seçimin olduğu bir gün kızlardan birinin diğer tarafa geçmesiyle erkekler kazanır. You Qing bu kızı bulur ve tepkisini dile getirir. Li Da Ren ise içten içe You Qing'e bir ilgi duyar fakat bunu bastırmaya çalışır çünkü katlanılacak bir tip değildir. O olayın akşamı Li Da Ren, Chen You Qing'e ona asla aşık olmayacağını söyler. Fakat birlikte geçirilen üniversite yılları da ona duyduğu aşkı gittikçe perçinler. Üniversite bitince Da Ren havaalanında, You Qing ise bir ayakkabı firmasında çalışmaya başlar.. Buluşup dertleştikleri bir gün bir iddiaya girerler. Kim erken evlenirse diğerine belli bir miktar para ödeyecektir. Ve 2 arkadaş evlenecekleri insanı bulmak için zamana karışır. 

~KARAKTERLER~

Li Da Ren rolünde Wilson(Bolin)  Chen;

  Lisede başkan yardımcısı olan Li Da Ren olabildiğince efendi, saygılı, sevgili, en yakın arkadaşına aşık bir çocuk... Üniversiteyi de beraber okuduğu You Qing ile adına dostluk diyemeyeceğim -onların dostluksa bizimkisi ne? Bizimkisi dostluksa onlarınki ne?- bir ilişki içerisindedirler. 14 yıl boyunca aşkını You Qing'den gizler. Ama iyi kötü her gününde You Qing'in yanındadır.You Qing ile girdikleri iddia onu hiç bağlamaz çünkü o kimi istediğini çok iyi bilir :D  Havaalanında çalıştığı sırada Maggie adında saf(!) bir kızla tanışır ve onun da meyilli olduğu bir ilişkiye başlar. Belki böylece You Qing'i unutabilecektir. Ama birgün daha lisedeyken You Qing için yazdığı şarkının kaseti kızımızın eline geçer. Evlenme arefesinde olan You Qing kimi seçecektir? -Söylemiyorum :D-

Burda Li Da Ren için haykırma köşesi yapmak istiyorum. İzlemeden önce spoiler yemek istemiyorsanız burayı es geçiniz :D

       Hayatımın aşkı :D İzleyince sizde fark edeceksiniz. Evlenmek için ideal bir erkek. Herkesin karşısına çıkmayan cinsten :D Ama Chen You Qing'in karşısına çıktı noldu he noldu? Süründürdü yavrumu T.T Aham şaham bir yakışıklılığı yok ama adam... :D Anlatamıyorum müthiş :D Ben de isterem :D

 Gamzesine bittiğim dizide hem dibine kadar güldü hem de dibine kadar efkarlandı. Ben de onunla birlikte tabi. 

Bir insan sevdiğini görünce anca bu kadar şapşal gülebilir :D Ah Da Ren ah :D

Gelelim kızımıza;

Chen You Qing rolünde Ariel Lin:

Lisede fenomen bir sınıf başkanı... Erkeklerle yapılan en ufak bir iletişimi ihanet sayan psikopat bir kız :D Bir ayakkabı firmasında üst düzey bir yöneticidir. İşini severek yapar. Aslında tam bir işkoliktir ve yaşı 30lara geldiğinde bu özelliğinden dolayı kimsenin onu sevemeyeceğini düşünür. Birkaç tane ilişkisi olur-tıtıtı- fakat mutlu olamaz ve ayrılır. Girdikleri iddia sonucu kendini birine kaptırmaya meyillidir ve ona ilgi gösteren kendinden küçük bir çocuğa karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Fakat yıllar önce kötü bir şekilde ayrıldığı sevgilisi Ding Li Wei gelince işler iyice kızışır. Çünkü Li Wei onunla tekrar barışmak ister. Bu sırada Da Ren ile olan dostluğu tam gaz devam etmektedir. Amma velakin bekarlığa veda partisinde aldığı bir kaset her şeyi değiştirir. Evlenmek üzere olan You Qing kimi seçecektir? -söylemiyorum :D-

Burada da biricik You Qing' e paragraf açmak istiyorum siz burayı da geçebilirsiniz. Amaç içimi boşaltmak :D Da Ren senin gibi cadalozu nerden buldu bilmem ama sevdim seni de You Qing :D Her şeyden önce Ariel Lin o mükemmel gülümsemesiyle kalbimde yer açtı kendine :)

Benim bu dizide hoşuma giden tek şey konu veya Da Ren değil-yalan :D- ikili arasındaki uyumda çok güzeldi. Birlikte oldukları sahneleri ağzım açık izlemişimdir :D Özellikle Ariel Lin müthişti. Ağlayışı, gülüşü, salaklığı, dibindeki mükemmel adamı görmeyişiyle You Qing benden 10 üzerinden 10 aldı :)) Ve son bölümde You Qing'in biz Türk izleyicilerine güzel bir sürprizi var. :)) -söylemiyorum :D-

Maggie rolünde Andrea Chen;

 Kendi çapında evlenilecek adam arayan tatlı bir kız... Da Ren'in çalıştığı havaalanında staj yapmaya başlar ve daha ilk günden Da Ren'e karşı bir şeyler hisseder. İçinde tutamaz ve Da Ren'e duygularını söyler. İte kaka başlayan ilişkileri ite kaka giderken Da Ren onunla yollarını ayırmaları gerektiğini söyler ve ona bir sır verir. Acaba bu sır ne? -söylemiyorum :D- Maggie'e paragraf yok bu cümleler bile fazla -_-

Geldik dizinin 2.çocuğuna!

Ding Li Wei rolünde Sunny Wang;

You Qing ile eskiden çalkantılı bir ilişkisi olan Ding Li Wei, zengin züppe tiplerden. Param var, yakışıklıyım ve Da Ren'den nefret ediyorum sloganlarıyla dizide nefretlik 2.karakter. You Qing ile ayrıldığına pişman olur ve Tayvan'a geri döner. Kendini You Qing'e affettirmek ister fakat arada Da Ren gibi bir engel vardır. İkiliyi kıskanır-çocuk haklı- ve You Qing'e ikisi arasında bir seçim yapmasını söyleyerek evlenme teklif eder. Peki bu teklif nasıl sonuçlanacaktır?-söylemiyorum :D-

Ding Li Wei için paragraf şart! Adam harcanmış resmen dizide.Normal hayatta 2 adamı da yan yana getir. Da Ren'in hiç şansı yok.-benim için var-  Sunny Wang'da kas severler için kas, dövme severler için de bolca dövme bulunmaktadır. İlgililere duyrulur. Boyu da uzun oh mis alın gidin Da Ren bana kalsın asd :D

Başka bir zaman başka bir yerde görüşelim tekrar Ding Li Wei! O_O

İşte geldik karman çorman bölümüne :D Aşağıda diziye ait gif, fotoğraf ve OST'leri bulabilirsiniz. :))

Almış 2 kızı da yanına gülücükler saçıyor beyefendi -_-

Sol taraftaki resim Da Ren'in bilgisayarının duvar kağıdı :) Sağ taraftakiler de diziden kesitler :)) 

Bu fotoğrafı yaşayan anlar. İzleyin, anlayın, ağlayın T.T

Ağlamak demişken OST olmadan olmaz o iş bilirsiniz. Alın Aggie 'i de yanınıza duygusal anlamda coşun :)

Esas oğlanımızın sesini merak edenler için de sürpriz parça :)) Dizinin dönüm noktası olan şarkı :) Şarkını güzelliği tartışılır tabi ama Da Ren'le her şey güzel :D

Yazıma son vermeden öce bir teşekkür paragrafı açmak istiyorum. Dizinin-Da Ren'in-  yayınında ve yapımında emeği geçen herkese teşekkürler :D Ve bu diziyi Türk drama severlerle buluşturan Yeppudaa'ya sonsuz teşekkürler :)) 13 bölümlük mini bir dizi gibi görünse de içeriği yüzlerce bölümlük dizilerden çok çok iyi. Bu yüzden Kdrama dışındaki dizilere ön yargınız varsa yıkmanızı ve izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Ön yargı yoksa sorun da yok :) Bu yazıyı yazmamdaki amaçlardan biri de bu aslında. Dizinin hak ettiği ilgiyi görmesi... Umarım sizler de izler bana hak verirsiniz. Sürçü lisan ettiysek affola :))

Bu arada ikilinin Love Sick adında bir filmleri de var. Onun tanıtımı da yapılacak elbet ama izlemek isteyenlere duyrulur :)) 

Görüşmek üzere!

Büşra~